Bu bölümümüzde yine toplumumuzda oldukça yaygın olan “Zeki ama çalışmıyor.” söyleminde tarif edilen öğrenci tipini ele alarak olayın arka planının analizini yapmaya çalışacağım. Toplumdaki diğer birçok yanlış kanının aksine bu söylemin haklı olduğunu düşünüyorum. Peki neden? Çalışmamak, yani tembellik övgüye layık bir şey değil elbette. Anlatacaklarımdan sonra da kimsenin tembelliğe yöneleceğini düşünmüyorum. Fakat öğrencilik hayatımızda zaman zaman hepimizin kendisini içerisinde bulduğu bir durum tembellik. Bazıları içinse her zaman geçerli. Öncelikle tembelliğin bizim eğitim düşüncemizde tanımlamasını ve analizini yapalım. Sonra da tembelliğin ana nedenlerini ve neden kişide böyle bir eylemsizliğe neden olduğunu sorgulayalım.

Hatırlarsanız insanı daha önce şu şekilde tarif etmiştik. “İnsan, zekanın hizmet ettiği bir iradedir.” Şunu da söylemiştik. “İnsanların arasındaki farkın sebebi iradedir, herkesin zekası farklı olsa da yeterlidir.” O halde tembelliği nasıl tanımlayabiliriz?

Ben öncelikle tembelliği 3’e ayırmak istiyorum.

Birincisi zararlı tembellik

Zararlı tembelliği şu şekilde tarif edebilirim. Öğrencinin zeki olmadığına inanarak vaktini boşa harcaması. Bir şekilde okul ortamında, aile içinde veya toplum içinde kendi zekasının yetersiz olduğuna inanmış ve kasıtlı olarak vaktini, potansiyelini faydasız şeylerle ilgilenerek harcayan öğrencidir. Bunu biraz Hababam Sınıfı ekolü olarak düşünebilirsiniz. Öğrenci bu durumda yaramazlık yaparak veya zararlı alışkanlıklarla iradesini oyalar. Umarım bu durumda değilsinizdir.

İkincisi miskin tembellik

En belirgin özelliği faydalı faydasız hiçbir şeye çaba harcamayan, mümkün mertebe yerinden bile kalkmayan öğrenci tipidir. Klasik edebiyatta Oblomov karakteri ile özdeşleşmiş bir irade yoksunluğu diyebiliriz. Çoğunlukla zekasının ve potansiyelinin de farkında olan kişi istese yapabileceklerini yapmamanın verdiği bir vicdan azabı da duyar. Öğrenciler dönem dönem bu tembellik moduna girip çıkabilirler.

Bu durum kısır döngüye de dönüşebilir. Küçük Prens kitabında Sarhoşun gezegeninde bu durum çok güzel anlatılır:

Küçük Prensin vardığı gezegende bir sarhoş oturuyordu. Dizi dizi boş ve dolu şişeler arasında ses etmeden duran sarhoşa sordu: “Ne yapıyorsun?” “İçiyorum,” diye karşılık verdi sarhoş. Sesi hüzünlüydü. “Niçin içiyorsun?” “Unutmak için.” “Neyi unutmak için?” diye sordu. Sarhoş başını önüne eğerek içini döktü: “Utancımı unutmak için.” “Neden utanıyorsun?” Küçük Prens ona yardım etmek istiyordu. Ama sarhoş kesin bir sessizliğe gömülerek konuyu kapadı: “İçmekten utanıyorum.” Küçük Prens iyice şaşırmıştı, oradan uzaklaştı.

Üçüncü tip ise faydalı tembellik

Faydalı tembellik nasıl olabilir? Şöyle ki, kişi zekasının farkındadır. Özgüveni de yüksektir. İradesini, kendisinden istenenleri yapmanın bir kolayını bulmaya çalışarak harcar. Bu gözlemlediğim kadarıyla özellikle iş dünyasında oldukça işe yarayan bir tembellik çeşidi. Diyelim ki bir çalışansınız ve binlerce belge üzerinde yapmanız gereken standart bir işlem var. Faydalı tembellik yapan kişi bu durumda tüm belgelere aynı işlemi yapacak bir kod yazmaya çalışacaktır. Hatta bunun için kod yazmayı da öğrenmiş olacaktır ki faydalı tembelliğin faydası da buradan gelir. Yani kişiye alanı dışında yeni bir bir birikimi de katar. Ya da tarihi bir dönem hakkında ödev hazırlayacak bir öğrenci ilgili dönemi anlatan tarih kitaplarını sıkıcı bulduğu için bir romandan veya oyundan daha keyifli bir şekilde bilgi edinebilir. Bilim tarihi sanırım faydalı tembelliğe örneklerle doludur. Tekerleğin icadı, buharlı makina, telefon vs. Aslında bunlara teknoloji tarihi demek daha doğru olur, zaten teknoloji hayatı kolaylaştırma çabası olduğundan yine tüm mucitler faydalı tembellerdir diyebiliriz. Gerçekten bilim tarihinde var mı derseniz aklıma ilk gelen Kopernik oldu. Şöyle ki Kopernik öncesinde evrenin merkezinde dünya vardı ve her şey dünya etrafında dönüyor kabul edilirdi. Fakat gezegenler aslında güneş etrafında döndükleri için dünya etrafında retrograde denilen bir hareket yaparlar ve bu nedenle hesaplar hayli zorlaşır. Kopernik modern bir bilim adamından ziyade antik yunanlıların tarzına sahip bir düşünür ve felsefeciydi. Deney yapmaz, hatta şahsen gökyüzünü bile gözlemlemez ve başkalarının kendi fikirlerini test etmesini beklemezdi. Onun çığır açıcı fikri aslında kısaca şöyle özetlenebilir: “Dünya yerine Güneş’i merkeze koysak daha kolay olmaz mı? Hem daha basit, hem daha estetik, hem de hesaplaması kolay.” Tam bir faydalı tembellik şaheseri. Bu arada bilim tarihi ile ilgili özet bir metni sitemizde bulabilirsiniz. Faydalı tembelliğin bir diğer özelliği de şudur: Kişinin, kolay bir yol bulmak için normalden çok daha fazla irade ortaya koyması, daha fazla çalışması, daha fazla araştırması, daha fazla öğrenmesi gerekebilir. Ama bu yine kişinin kendi isteği ile olduğu için onu daha fazla motive eder. Fakat kendi adıma öğrenciler için faydalı tembelliğin pek uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum. İş hayatına daha uygun bir kavram.

Ünlü iş adamı Bill Gates’in meşhur bir sözü var:

“Zor işleri yapmak için her zaman tembel kişileri seçerim. Çünkü onlar işi yapmanın mutlaka kolay bir yolunu bulurlar.”

Faydalı tembellik olarak adlandırdığımız şey aslında “problem çözme becerisi kazandıran durumlar” olarak da tarif edilebilir. Esasında kişi tembellik yapmamaktadır. Sürekli olarak işleri kolay bir biçimde bitirme çabası, ona hızlı iş yapma ve sonuca çabuk ulaşma becerileri kazandırır. Böyle kişiler genellikle yetenekli olarak anılırlar. Aslında onlar çalışmadan başarmış değillerdir ama kendilerini başarıya götürecek yere farklı yollardan giderler. Bu aklıma Sergen Yalçın’ın “koşsaydım Barcelona’da oynardım” lafını ve toplumdaki tembel Sergen Yalçın imajını getirdi. Bence buradaki duruma güzel bir örnek olarak verilebilir. Her ne kadar disiplinsiz ve tembel olarak görülse de, kendisi aslında çok genç yaşta futbol eğitimi almaya başlamış bir kişi. Ayrıca sanıyorum ki çok erken yaştan beri futbol sürekli hayatının içerisinde. Acaba Sergen Yalçın yetenekli miydi yoksa herkesten farklı bir çalışma tarzı mı vardı? Muhtemelen ikincisi.

Aslında öğrencileri zorlamanın onlar üzerinde faydalı tembellik gibi bir etki oluşturması da muhtemel. Acemi asker eğitimlerinde koşu yapılırken “Eğitimde merhamet, vatana ihanet.” diye bir slogan atılır. Zorlanma durumunda öğrencilerin daha fazla çalışacağı ve daha kaliteli bir öğrenme deneyimi yaşayacağı konusunda örnek bir ülke Güney Kore. Mezun olduğumda kısa bir süreliğine Güney Kore’de çalışma fırsatı buldum. Öğrencileri de gözlemlemek istiyordum fakat ilginç bir şekilde öğrencileri neredeyse hiç görmedim. Çünkü öğrenciler erken saatlerde okula gidip geç saatlere kadar vakitlerini okulda geçiriyorlardı. Boş vakit imkanını muhtemelen okul içinde tanıyor olmalılar, yoksa gençler gençliğini de yaşayamıyor demektir. Eğitime olan bu yaklaşımlarının muhtemel sebebi ülkelerinin güvende olmadığını düşünmeleri de olabilir, eğitimsizliğe tahammüllerinin olmaması da. Bu sistem iyidir veya kötüdür demek gerçekten onların eğitimden ne beklediğini anladıktan sonra mümkün olabilir. Ama öğrencileri ciddi anlamda zorladıkları kesin.

Hepimizin hayatında zorunlu yapılması gereken işler günün neredeyse tüm vaktini alıp götürüyor. Bunları yapmamalıyız demiyorum elbette hatta bu döngünün dışına çıkmak lüks diyebilirim. Okul ve iş hayatı vaktimizi alıyor, bize yeterince kendimizle ve ilgilendiğimiz şeylerle vakit geçirme olanağı tanımıyor. Fakat işte tam bu noktada zorunlu şeyleri yapmaktan vazgeçmeye, çalışmamaya yönelik kişide bir tembelliğe yönelim oluşuyor. Tembelliğin fiziksel ve psikolojik nedenleri şunlar olabilir:

Kişinin zorunlu şeyleri yapmaktan sıkılması Böyle insanlar vardır. Bir şeyi kendi iradesi ile yapabilecek olsa da zorunlu hale geldiği zaman isteksizlik duyar. Hatta her zaman düzenli olarak yaptığı bir şey kendisine emredildiği zaman işi aksatmaya başlar. Direktif almak istemeyen özgür ruhlu insanları bu kategoride sayabiliriz. Duruma göre kasıtlı olarak gelişen miskin tembelliğe neden olabilir.

Kişinin istenenleri yapsa da yapmasa da bir değişiklik olmayacağını düşünmesi Bu durumdaki kişiler de aslında eskiden tembel olmayan, elinden geleni yapmış fakat hayalindeki sonuçları birçok nedenden ötürü alamamış kişilerde görülebilir. Bir nevi tecrübeye dayalı öğrenilmiş çaresizlik diyebiliriz. Zararlı tembelliğe evrilmesi muhtemeldir.

Kişinin yapılacakları niteliksiz ve angarya olarak görmesi Hem okulda hem iş hayatında yapacağı çalışmanın kendisine bir şey katmayacağını düşünen kişi motivasyonunu kaybeder. Psikomotor işlerde çalışanlarda ve okul hayatında ödevler söz konusu olduğunda daha çok geçerli olan ve üşengeçlik içeren bir durum. Faydalı tembellik için uygun bir düşünce şeklidir.

Kişinin çalışacak enerjisinin olmaması Ne kadar çalışmak istese de fiziksel veya zihinsel yorgunluk sebebiyle çalışamayan kişiler de bunu alışkanlık haline getirip tembelliğe meyledebilir. Çalışmak aslında bir alışkanlıktır ve zamanla geliştiği gibi zamanla da körelebilir. Yine miskin tembelliğe sebep olabilecek bir neden.

Okul veya iş arkadaş ortamının çalışmaya engel olması Kişinin arkadaş ortamının etkisiyle çalışamamasıdır. Bulunduğunuz ortamda yakın arkadaşlarınız sizin sürekli çalışmanıza engel olacak davranışlarda bulunuyorsa veya çalıştığınız için dalga geçiyorsa bu sizi hayli etkiler. Örneğin size sınıfın ineği filan şeklinde söylemlerde bulunuyor olabilirler. Zamanla çalışma alışkanlığınızı kaybedip tembellik durumuna girebilirsiniz. İş hayatında bunun arttırılmış ve daha kötü bir versiyonu mobbing olarak bilinmektedir. Ortamın farklı etkileri de olabilir. Herkesin harıl harıl çalıştığı bir ortamda ister istemez siz de çalışırsınız. Aynı şekilde herkesin tembel olduğu bir ortamda iradeniz çok sağlam değilse siz de tembelleşebilirsiniz.

Kişinin mutsuz veya motivasyonsuz olması Bunu kişinin kendini çalışmaya ikna edememesi olarak düşünebilirsiniz. Motivasyon ile ilgili ayrı bir bölüm çekilebilir. Ortamdaki birçok farklı etken nedeniyle mutsuz olabilirsiniz. Hatta belki bulunduğu şehirden, bulunduğu ülkeden bile mutsuz olabilir. Bu durumda melankolik halde miskin tembellik durumuna girilebilir.

Kişinin takıntı derecesinde ilgilendiği başka şeyler olması Tembel kişiler genelde boşuna tembel olmazlar. Arka planda uğraştığı başka bir şeyler olabilir. Öğrencilerde oyun takıntısı çoğunlukta olduğu gibi, spor, roman, müzik veya karşı cins gibi tüm ilgiyi kendine çekebilecek alanlar öğrenimde tembelliğe yol açabilmektedir. Her şeyle dengeli bir şekilde ilgilenebilirse kendisi için çok daha faydalı olacaktır. Aksi halde zararlı tembelliğe dönüşebilir.

Kişisel ve ailevi sorunlar Bazen kişi kendi elinde olmayan sebeplerden ötürü de çalışmaya imkan bulamayabilir, aile içi şiddet veya maddi manevi farklı sorunlar nedeniyle istemeden tembelliğe düşebilir. Evinde çalışacak ortamı olmayabilir. Bunu da belki çaresiz tembellik olarak adlandırabiliriz.

Nedenler daha birçok farklı şey olabilir. Fark ettiyseniz saydığım maddelerin bazısı psikolojik, bazısı keyfi, bazıları kişinin elinde olmayan durumlar.

Bölümün başında da belirttiğim gibi tembellik övülecek bir şey değil, hatta zararlı bir alışkanlık kabul edilebilir. Yalnızca çalışkan insanların faydalı tembelliğine müsamaha gösterilebilir. Bunun dışında tembel bir öğrenci gözlemlediğimizde bunun nedenini onu gözlemleyerek bile kolayca anlayabiliriz diye düşünüyorum. Daha sonra yapılması gereken de tembelliğin nedenini ortadan kaldırıp çalışma alışkanlığı kazanana kadar ona zaman tanımak, çalışma durumunu gözlemeye devam etmek olacaktır.

Tembellik üzerine söyleyeceklerim bu kadar.

Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın…