Bu yazımız “zekaların eşit olmadığı” kanısı üzerine. Bu kanı iki iddiaya dayandırılır.

İlk iddia insanların çeşitliliği. Örneğin nasıl doğada birebir aynı iki adet yaprak yoksa, birebir aynı iki zeka yoktur. O yüzden bütün zekalar farklıdır. Deney: Aynı ortamda büyümüş iki kardeş ele alalım. Birisi diğerinden daha başarılı olacaktır. Zekayı ancak sonuçlarından tanıyabileceğimize göre, birinin diğerinden daha zeki olduğunu (daha yetenekli olduğunu) söylemez miyiz?

İlk iddia yanlış kurgulanmış bir analojidir. Farklılık eşitsizlik demek değildir. Ama ondan da öte yaprakların farklılığından zekaların farklılığına geçmek sorunludur.

İkinci örnekte ise bir totolojidir. Çocuk neden daha zeki? Çünkü daha başarılı. Neden daha başarılı? Çünkü daha zeki. Bir çocuğun diğerinden daha başarılı olması olgusu kabul edilebilir. Pek çok kişi bunu gözlemlemiştir. Ama burada da bir çocuğun diğer çocuktan daha zeki veya yetenekli olduğu sonucuna atlamak sorunludur. Bu bir potansiyel açıklamadır. Yazara göre ise iki çocuk arasındaki asıl fark zekada değil, iradede ortaya çıkar. Yani birisi diğerinden muhtemelen daha çok çalışmıştır. Daha çok çalışma sadece daha çok ders çalışmak anlamında değil. Başarılı çocuk muhtemelen çevresini daha dikkatli gözlemlemiş, belki daha çok ders çalışmış, olgular üzerine daha çok düşünmüştür. Yani iradesi onu zekasını daha fazla kullanmaya zorlamıştır. İki çocuk arasındaki gözlemlenebilen asıl fark birikimdir.

Ali Furkan